11. HUD / 25Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | BİZ, Nuh'u, elbette kat'iyyetle kavmine irsal ettik!
"Muhakkak ben, sizin için mübin nezirim." | وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا نُوحاً اِلٰى قَوْمِه۪ۘ اِنّ۪ي لَكُمْ نَذ۪يرٌ مُب۪ينٌۙ | .25 | 25 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
kad Kök: harfKelime: kadKelime Anlam: Kesinlik, kat'iyyet bildirir. Fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir.
erselnâ Kök: RSLKelime: irsalFiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Taşımak. / Göndermek, gönderilmek, yollamak, getirmek, götürmek. / Havale kılma. Elçi gönderme. / Salıvermek. Kendi haline koymak. / Sürü sahibi olmak.
nûhan Kök: NVHKelime: nuhÖzel İsim
ilâ Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
kavmihî Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
innî Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
lekum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
nezîrun Kök: NZ!RKelime: nezirİsim, Eril Kelime Anlam: Korkutmak. Korkutarak ikaz etmek. Bir iş için korkulacak bir şey söyleyip gözdağı vermek. İlerdeki hesap için korkutmak. ("Beşir" in zıddıdır). / Adak adamak.
mubînun. Kök: BYNKelime: mubinİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril Kelime Anlam: Açık, aşikar. Ayan kılan, beyan ve izah eden. Dilediğine doğru yolu gösteren. Hak ile batılın arasını tefrik edip, ayıran. Hakkı hakkınca beyan ve izhar eden. | | | | |
Diğer Meal: Andolsun, biz Nûh’u kavmine peygamber olarak gönderdik. Onlara şöyle dedi: “Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım.”
|
11. HUD / 26Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | "ALLAH'tan başkasına abd olmayın!
Muhakkak ben, sizin üzerinize elim yevmin azabından korkuyorum." | اَنْ لَا تَعْبُدُٓوا اِلَّا اللّٰهَۜ اِنّ۪ٓي اَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ اَل۪يمٍ | .26 | 26 |
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
ta'budû Kök: A:BDKelime: abdFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Emir alan ve aldığı emri yerine getiren. Buna mecbur olan. / Hareketlerini belirleyecek emirleri almak üzere mabuda bağlantılı olmak. / Köle.
illa Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
llahe Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
innî Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
ehâfu Kök: H:VFKelime: havfFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam:
aleykum Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
azâbe Kök: A:Z!BKelime: azabİsim, Eril Kelime Anlam: Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem.
yevmin Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
elîmin. Kök: eLMKelime: elimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Acı veren, acıtan, ağrıtan. Çok şiddetli ağrı veren. | | | | |
Diğer Meal: “Allah’tan başkasına ibadet ve kulluk etmeyin. Doğrusu ben sizin adınıza elem dolu bir günün azabından korkuyorum.”
|
11. HUD / 27Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Kavminin kafirlerinden meleler dediler ki:
"Biz, senin, ancak, mislimizce beşer olduğunu görüyoruz. Bediy görüşte, ancak, en rezillerimizin sana tabi olduğunu görüyoruz.
Sizin bizim üzerimize fazlınızdan görmüyoruz. Bilakis... sizin kazibler olduğunuzu zann ediyoruz." | فَقَالَ الْمَلَأُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ قَوْمِه۪ مَا نَرٰيكَ اِلَّا بَشَراً مِثْلَنَا وَمَا نَرٰيكَ اتَّبَعَكَ اِلَّا الَّذ۪ينَ هُمْ اَرَاذِلُنَا بَادِيَ الرَّأْيِۚ وَمَا نَرٰى لَكُمْ عَلَيْنَا مِنْ فَضْلٍ بَلْ نَظُنُّكُمْ كَاذِب۪ينَ | .27 | 27 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
kâlel Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
meleu Kök: MLeKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
keferû Kök: KFRKelime: kefrFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Örtme, sarma. Köy, karye.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kavmihî Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
nerâke Kök: ReYKelime: raeFiil, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
illâ Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
beşeren Kök: BŞRKelime: beşerİsim, Eril Kelime Anlam: İnsanın zahiri görünürlüğü. İnsan derisinin dış yüzleri. İnsan. Âdem.
mislenâ Kök: MS!LKelime: mislİsim, Eril Kök Anlam: Gibi görünmek. Benzer olmak. Kelime Anlam: Benzer. Eş. Nazır. Tıpkısı. Aynısı kadar. Bire-bir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
nerâke Kök: ReYKelime: raeFiil, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
ttebeake Kök: TBA:Kelime: tebeaFiil, İFTİ'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Birinin arkası sıra giden, ona uyan. Boyun eğen. İtaat eden. Gr: Kendinden evvelki kelimeye göre hareke alan. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ı görmüş olanları, ashabını görüp, onlardan hadis dinlemiş olan.
ille Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
hum Kök: zamirKelime: humZamir Kelime Anlam: Muttasıl zamir. III. Şahıs Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
erâzilunâ Kök: RZ!LKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
bâdiyer Kök: BDVKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
re'yi Kök: ReYKelime: raeİsim, Eril Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
nerâ Kök: ReYKelime: raeFiil, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
lekum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
aleynâ Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
fadlin Kök: FD:LKelime: fazlİsim, Eril Kelime Anlam: Bir şeyde çok iyi olmak. Seçmek, ayırt etmek, ayırmak. Üstün olmak, çoğalmak, fazlalaşmak. Artmak. Kazanç/hediye, yardım/ödül/iyilik/nezaket bağışlamak. Alimlere yakışır olgunluk. İman, cömertlik, ihsan, kerem, ilim, ma'rifet, üstünlük, hüner, inayet. Artmak. Artık, (bunun zıddı naks'tır). Bir şeyden bakiye kalmak. Fazla şey. Lüzumsuz söz. Ganimetten artıp taksimi mümkün olmayan şey.
bel Kök: harfKelime: belKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Bilakis. Olumsuz soruya olumlu cevap anlamında evet demektir. / Vazgeçme bildirir. “öyle değil böyle”, “fakat”, “hiç olmazsa”, “bilakis” gibi manalar verdirir. / Kendinden önce bir emir veya olumlu hüküm gelmişse, o emri veya hükmü kaldırır, gelmemiş gibi yapar.
nezunnukum Kök: Z:NNKelime: zannFiil, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Bir önermede, ihtimallerden birinin akıl yolu ile ağır basması ve bunun tercih edilmesi. Sübjektif kanaat. / Şüphe. / Zannetmek, sanmak. / Sezme. / Farkına varma. Kelime Anlam: Zanneden. Sanan. Zannedici.
kâzibîne. Kök: KZ!BKelime: kazibİsim, Etken, Eril, Çoğul Kök Anlam: ✦ Yalan söylemek. Uydurmak.
✦ Yalan. Uydurma, asılsız söz. Kelime Anlam: ✦ Kizb eden. Yalan söyleyen. Yalancı. | | | | |
Diğer Meal: Kavminin inkâr eden ileri gelenleri, “Biz, senin ancak bizim gibi bir insan olduğunu görüyoruz. İlk bakışta sana uyanların da ancak en aşağılıklarımızdan ibaret olduğunu görüyoruz. Sizin bize karşı herhangi bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Aksine sizin yalancı kimseler olduğunuzu sanıyoruz” dediler.
|
11. HUD / 28Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Dedi ki:
"Ey Kavmim!
Görüyor musunuz!?
Eğer ben Rabbimden beyyineler üzre isem... ve bana indinden Rahmet vermişse... ve ardından bu, sizin üzerinize körlük kılınmışsa...
siz onu kerih görüyorken... size onu ilzam mı edeceğiz!?" | قَالَ يَا قَوْمِ اَرَاَيْتُمْ اِنْ كُنْتُ عَلٰى بَيِّنَةٍ مِنْ رَبّ۪ي وَاٰتٰين۪ي رَحْمَةً مِنْ عِنْدِه۪ فَعُمِّيَتْ عَلَيْكُمْۜ اَنُلْزِمُكُمُوهَا وَاَنْتُمْ لَهَا كَارِهُونَ | .28 | 28 |
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
kavmi Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
raeytum Kök: ReYKelime: raeFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
kuntu Kök: KVNKelime: kevnFiil, 1.nci, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
alâ Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
beyyinetin Kök: BYNKelime: beyyinİsim, Dişil, Tekil
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
rabbî Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
âtânî Kök: eTYKelime: itaFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
rahmeten Kök: RHMKelime: rahmetİsim, Dişil Kelime Anlam: Rahm kökünün mastarıdır. Merhamet, acımak, şefkat etmek. İhsan etmek. Esirgemek.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
indihî Kök: A:NDKelime: indİsim Kelime Anlam: Arapçada zaman veya mekan konusunda yanındalık, içindelik anlamında kullanılır. (huzur içerir).
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
ummiyet Kök: A:MYKelime: umyFiil, TEF'İL Kalıbı, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman
aleykum Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
entum Kök: zamirKelime: entumZamir
lehâ Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
kârihûne. Kök: KRH!Kelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Nûh dedi ki: “Ey Kavmim! Söyleyin bakalım; şâyet ben Rabbimden gelen apaçık bir delil üzerinde isem ve O, kendi katından bana bir rahmet vermiş de siz ona karşı kör kalmışsanız, onu istemediğiniz hâlde, biz sizi ona zorlayacak mıyız?”
|
11. HUD / 29Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | "Ey kavmim!
Size mal sual etmiyorum. Ecrim, sadece, ALLAH'adır. İman edenleri tard edecek değilim. Muhakkak onlar, Rabblerine mülaki olacaklar. Fakat ben sizin cahillik eden kavim olduğunuzu görmekteyim." | وَيَا قَوْمِ لَٓا اَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مَالاًۜ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ وَمَٓا اَنَا۬ بِطَارِدِ الَّذ۪ينَ اٰمَنُواۜ اِنَّهُمْ مُلَاقُوا رَبِّهِمْ وَلٰكِنّ۪ٓي اَرٰيكُمْ قَوْماً تَجْهَلُونَ | .29 | 29 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
kavmi Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
es'elukum Kök: SeLKelime: seeleFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Dilenci. Fakir. Soran. İsteyen. Akan, seyelan eden.
aleyhi Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
mâlen Kök: MVLKelime: malİsim, Eril, Tekil Kök Anlam: ✦ Varlıklı olmak.
✦ Tasarrufuna yetkili sahib olmak. Kelime Anlam: ✦ Tasarrufuna sahib olunan şey. Kişinin yetki altındaki varlıkları.
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
ecriye Kök: eCRKelime: ecirİsim, Eril Kelime Anlam: Ücretle çalışan, nefsini kiraya veren. Gündelikçi. Kelime Anlam: Amel veya Emek karşılığında ödenen bedel. / Ücret, mukabil, karşılık. / Sevab. // Tıb: Kırılan bir uzvun sarılması.
illâ Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
alâ Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
llahi Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
ene Kök: zamirKelime: eneZamir Kelime Anlam:
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
târidi Kök: T:RDKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
âmenû Kök: eMNKelime: imanFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Şahit olunmayan birşeye, bir kaynağa güvenerek itimat etmek.
innehum Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
mulâkû Kök: LK:YKelime: mulakiİsim, MUFA'ALE Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Buluşan. Yüz yüze gelen. Görüşen. Kavuşan.
rabbihim Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
lâkinnî Kök: harfKelime: lakinneKelime Anlam: İstidrak yani düzeltme harfidir. “Ama, fakat, ancak” manalarına gelir.
erâkum Kök: ReYKelime: raeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
kavmen Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
techelûne. Kök: CH!LKelime: cehlFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Câhillik, bilmemezlik, ilimden mahrum olmaklık, nâdanlık, tecrübesizlik, gençlik. | | | | |
Diğer Meal: “Ey kavmim! Buna karşı ben sizden herhangi bir mal da istemiyorum. Benim mükâfatım ancak Allah’a âittir. Ben o iman edenleri (teklifinize uyarak) kovacak da değilim. Çünkü onlar Rablerine kavuşacaklardır. Fakat ben sizin bilgisizce davranan bir toplum olduğunuzu görüyorum.”
|
11. HUD / 30Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | "Ey kavmim!
Eğer onları tard edersem, ALLAH'tan bana nasır kimdir!?... tezekkür etmez misiniz?" | وَيَا قَوْمِ مَنْ يَنْصُرُن۪ي مِنَ اللّٰهِ اِنْ طَرَدْتُهُمْۜ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ | .30 | 30 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
kavmi Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
yansurunî Kök: NS:RKelime: nasrFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Yardım. Yenme. Zafer. Başarı. Yağmurun her yeri sulaması.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
allahi Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
taredtuhum Kök: T:RDKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
tezekkerûne. Kök: Z!KRKelime: zikrFiil, TEFA'UL Kalıbı, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Anmak, hatırlamak. Yad etmek. Anılmak. Anımsamak, akılda tutmak, aklına getirmek. Hatırlatmak, dile getirmek, adını söylemek. Bir şeyi zihinde hazır etme. Akıldan çıkarmamak, unutmamak. | | | | |
Diğer Meal: “Ey kavmim! Eğer ben onları kovarsam, beni Allah’tan kim koruyabilir? Hiç düşünmüyor musunuz?”
|
11. HUD / 31Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | "Size,
✦ ***ALLAH'ın hazineleri indimdedir.*** demiyorum.
✦ Gayba alim değilim.
✦ ***Ben meleğim.*** demiyorum.
✦ Aynlarınızın izdira ettiği kimseler için, ***ALLAH onlara hayr vermeyecek.*** diyemem.
ALLAH, nefslerinde olana alimdir. O zaman, muhakkak ben, elbette/kesinlikle zalimlerden olurdum." | وَلَٓا اَقُولُ لَكُمْ عِنْد۪ي خَزَٓائِنُ اللّٰهِ وَلَٓا اَعْلَمُ الْغَيْبَ وَلَٓا اَقُولُ اِنّ۪ي مَلَكٌ وَلَٓا اَقُولُ لِلَّذ۪ينَ تَزْدَر۪ٓي اَعْيُنُكُمْ لَنْ يُؤْتِيَهُمُ اللّٰهُ خَيْراًۜ اَللّٰهُ اَعْلَمُ بِمَا ف۪ٓي اَنْفُسِهِمْۚ اِنّ۪ٓي اِذاً لَمِنَ الظَّالِم۪ينَ | .31 | 31 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
ekûlu Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
lekum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
indî Kök: A:NDKelime: indİsim, Mekan Zarfı Kelime Anlam: Arapçada zaman veya mekan konusunda yanındalık, içindelik anlamında kullanılır. (huzur içerir).
hazâinu Kök: H:ZNKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
llahi Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
a'lemul Kök: A:LMKelime: alemFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Kümülatif ilmin, halıktan mahluka ikramında, cüzlere, parçalara evrilmeden önce ki külliyeti. / Cihan, kâinat. Dünya. Her şey. / Cemaat. Halk. Cemiyet. / Dehr. / Hususi hal ve keyfiyet. / Bir güneş ile ona tabi olan ve etrafında devreden seyyarelerin teşkil ettiği daire. Kelime Anlam: Alamet niteliği olan şey, idrak edilmese bile, ona A'LEM denir. / Bayrak. Nişan, işaret. Özel isim. / Mc: Yüksek dağ. Büyük alim. / Üst dudakta olan yarık.
gaybe Kök: G:YBKelime: gaybİsim, Eril Kelime Anlam: Gizli olan. Görünmeyen. Göz önünde bulunmayan, hazırda olmayan. Görünmeyen alem. Belirsiz. Güman. Hislerle veya akıl ile bilinmeyen şey. Kaybolmuş olan. Gr: Üçüncü şahıs, hazırda olmayan kimse.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
ekûlu Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
innî Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
melekun Kök: MLKKelime: melekİsim, Eril Kelime Anlam: Yetenek, kabiliyet, tasarruf etme gücü. / Tekrar tekrar yapılan bir iş veya tecrübeden sonra hasıl olan bilgi ve mehâret. Meleke. / Madde ile mananın kesiştiği yer. / İnsan duyuları tarafından algılanamayan, nurdan yaratılmış, fıtratları sâfi, masum mahluk. / Güzel huylu ve güzel olan kimse. / "ülûk" mastarından "elçi, sefir" anlamı olduğu da iddia edilmiştir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
ekûlu Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
tezderî Kök: ZRYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
a'yunukum Kök: A:YNKelime: aynİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Göz. Pınar, kaynak. Çeşme. Tıpkısı, ta kendisi. Zat. Eşyanın hakikatı. Diz. Altın. Nazar değme. Casus. Muayene etmek. Bir yerin ileri gelenleri. Kavmin şereflisi. Meclis azaları. Kaymakam. Muayyen ve müşahhas olan şeyler. Her şeyin en iyisi.
len Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
yu'tiyehumu Kök: eTYKelime: itaFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
llahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
hayran Kök: H:YRKelime: hayrİsim, Eril, Tekil Kök Anlam: Hayy olana rücu etmek. Allah'tan alınan emre amede ve itaatkar olmak. Kelime Anlam: Meşru davranış. En iyi, seçkin. Seçmek.
allahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
a'lemu Kök: A:LMKelime: alemFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Kümülatif ilmin, halıktan mahluka ikramında, cüzlere, parçalara evrilmeden önce ki külliyeti. / Cihan, kâinat. Dünya. Her şey. / Cemaat. Halk. Cemiyet. / Dehr. / Hususi hal ve keyfiyet. / Bir güneş ile ona tabi olan ve etrafında devreden seyyarelerin teşkil ettiği daire. Kelime Anlam: Alamet niteliği olan şey, idrak edilmese bile, ona A'LEM denir. / Bayrak. Nişan, işaret. Özel isim. / Mc: Yüksek dağ. Büyük alim. / Üst dudakta olan yarık.
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
enfusihim Kök: NFSKelime: enfusİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Can, kişi, kendi, öz varlık. Bir şeyin zatı olan, kendisi. Göz. Şehvet ve gadabın mebdei olan kuvve-i nefsaniye. Fıtri meyil, bedenin hissi istekleri. Ruh, hayat, asıl. Maya. Hamiyet. Dişil (semai müennes) kavramdır.
innî Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
izen Kök: harfKelime: izKelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa; şayet … se/sa. Kelime Anlam: "Hem, vakt, yevm, hiyn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır.
Mesela: Hiyne izin: O vakit ki. Yevme izin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi.
// Mazi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İz kuntu muallimen: Muallim olduğum zaman manasına geliyor. (iz) Yazılmasa manası, muallim idim olur. //
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
minez Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
zâlimîne. Kök: Z:LMKelime: zalimİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Zulmeden, haksızlık eden. | | | | |
Diğer Meal: Size ben, “Allah’ın hazineleri yanımdadır”, demiyorum; gaybı da bilmem. “Ben bir meleğim” de demiyorum. Sizin hor gördüğünüz kimseler için, “Allah, onlara asla hiçbir hayır vermez” de diyemem. Allah, onların içlerindekini daha iyi bilir. Böyle bir şey söylersem, o zaman ben gerçekten zâlimlerden olurum.
|
11. HUD / 32Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Dediler ki:
"Ey Nuh!
Bizimle kat'iyyetle cedel etmiş oldun!... ve artık iksar ettin. Eğer sadıklardan isen... artık bize vaad ettiğin şey ile gel." | قَالُوا يَا نُوحُ قَدْ جَادَلْتَنَا فَاَكْثَرْتَ جِدَالَنَا فَأْتِنَا بِمَا تَعِدُنَٓا اِنْ كُنْتَ مِنَ الصَّادِق۪ينَ | .32 | 32 |
kâlû Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
nûhu Kök: NVHKelime: nuhÖzel İsim
kad Kök: harfKelime: kadKelime Anlam: Kesinlik, kat'iyyet bildirir. Fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir.
câdeltenâ Kök: CDLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
ekserte Kök: KS!RKelime: kesrFiil, İF'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Kırmak. Parçalamak. Parçalara ayırmak. Mat: Bir bütünün parçalarından her biri.
cidâlenâ Kök: CDLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
f Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
e'tinâ Kök: eTYKelime: itaFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
teıdunâ Kök: VA:DKelime: veadeFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geniş Zaman
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
kunte Kök: KVNKelime: kevnFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
mines Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
sadıkîne. Kök: S:DK:Kelime: sadıkİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Doğru, hakikatli, sadakatlı, dürüst. | | | | |
Diğer Meal: Dediler ki: “Ey Nûh! Bizimle tartıştın ve tartışmayı uzattın. Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi kendisiyle bizi tehdit ettiğin azabı getir.”
|
11. HUD / 33Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Dedi ki:
"ALLAH dilerse onu size getirir. Siz O'nu aciz bırakacak değilsiniz." | قَالَ اِنَّمَا يَأْت۪يكُمْ بِهِ اللّٰهُ اِنْ شَٓاءَ وَمَٓا اَنْتُمْ بِمُعْجِز۪ينَ | .33 | 33 |
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
ye'tîkum Kök: eTYKelime: itaFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
bihi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
llahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
şâe Kök: ŞYeKelime: şaeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Diledi, istedi, murad eyledi.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
entum Kök: zamirKelime: entumZamir
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
mu'cizîne. Kök: A:CZKelime: muacizİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul | | | | |
Diğer Meal: Nûh dedi ki: “Onu size, dilerse ancak Allah getirir ve siz (Allah’ı) âciz bırakamazsınız.”
|
11. HUD / 34Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | "Eğer ALLAH, sizin gayy etmenize irade etmişse... size nasihat etmeyi irade etsem de nasihatım size menfaat sağlamaz.
O, Rabbinizdir. O'na rücu edeceksiniz." | وَلَا يَنْفَعُكُمْ نُصْح۪ٓي اِنْ اَرَدْتُ اَنْ اَنْصَحَ لَكُمْ اِنْ كَانَ اللّٰهُ يُر۪يدُ اَنْ يُغْوِيَكُمْۜ هُوَ رَبُّكُمْ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَۜ | .34 | 34 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
yenfeukum Kök: NFA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
nushî Kök: NS:HKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
eradtu Kök: RVDKelime: iradeFiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: İstek, arzu, talep. Dilemek. Emir. Ferman. Bir şeyi yapmak veya yapmamak için olan iktidar, güç.
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
ensaha Kök: NS:HKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
lekum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
kâna Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, İkil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
llahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
yurîdu Kök: RVDKelime: iradeFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: İstek, arzu, talep. Dilemek. Emir. Ferman. Bir şeyi yapmak veya yapmamak için olan iktidar, güç.
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
yugviyekum Kök: G:VYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
huve Kök: zamirKelime: huveZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
rabbukum Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ileyhi Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
turceûne. Kök: RCA:Kelime: raceaFiil, Edilgen, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: | | | | |
Diğer Meal: Ben size öğüt vermek istesem de, eğer Allah sizi azdırmak istemişse, öğüdüm size fayda vermez. O, sizin Rabbinizdir ve O’na döndürüleceksiniz.
|
11. HUD / 35Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Yoksa, "İftira etti!" mi diyorlar?
De ki:
"Eğer iftira etmişsem, icramı banadır. Ben de sizin cürüm işlediğiniz şeylerden beriyim." | اَمْ يَقُولُونَ افْتَرٰيهُۜ قُلْ اِنِ افْتَرَيْتُهُ فَعَلَيَّ اِجْرَام۪ي وَاَنَا۬ بَر۪ٓيءٌ مِمَّا تُجْرِمُونَ۟ | .35 | 35 |
em Kök: harfKelime: emKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). yahut, yoksa / bir işin, bir şeyin beyan edilmesini istemek için kullanılır.
yekûlûne Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
fterâhu Kök: FRYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
kul Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
iftereytuhu Kök: FRYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
aleyye Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
icrâmî Kök: CRMKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ene Kök: zamirKelime: eneZamir Kelime Anlam:
berîun Kök: BReKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
mim Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
tucrimûne. Kök: CRMKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: (Ey Muhammed!) Yoksa “Onu (Kur’an’ı) kendisi uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Eğer onu uydurmuşsam, suçum bana âittir. Ben de sizin işlemekte olduğunuz suçlardan uzağım.”
|
11. HUD / 36Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Nuh'a vahy edildi:
"Kat'iyyetle iman etmiş olanlardan başka, kavminden... onlar iman etmeyecek! Artık onların fail olmuş oldukları şeyler ile beise düşme!" | وَاُو۫حِيَ اِلٰى نُوحٍ اَنَّهُ لَنْ يُؤْمِنَ مِنْ قَوْمِكَ اِلَّا مَنْ قَدْ اٰمَنَ فَلَا تَبْتَئِسْ بِمَا كَانُوا يَفْعَلُونَۚ | .36 | 36 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ûhıye Kök: VHYKelime: vahyFiil, İF'AL Kalıbı, Edilgen, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Emrin, bir fikrin veya bir hakikatın, Allah tarafından, Rasul noktasından İnsan'a inzal olması.
ilâ Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
nûhın Kök: NVHKelime: nuhÖzel İsim
ennehu Kök: harfKelime: enneKelime Anlam: Şart edatı. her nerede … se/sa; her nereye … se/sa; her neresi … se/sa Kelime Anlam: İsim cümlesinin manasını masdara çevirir. “enne” tercüme edilirken; “-olduğunu, -dığını” olarak tercüme edilir. Te’kid yani pekiştirme harfidir. Cümle başında gelmez. “enne”nin ismi, “mansub”; haberi merfu olur.
len Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
yu'mine Kök: eMNKelime: imanFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Şahit olunmayan birşeye, bir kaynağa güvenerek itimat etmek.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kavmike Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
illâ Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
kad Kök: harfKelime: kadKelime Anlam: Kesinlik, kat'iyyet bildirir. Fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir.
âmene Kök: eMNKelime: imanFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Şahit olunmayan birşeye, bir kaynağa güvenerek itimat etmek.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
tebteis Kök: BeSKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
kânû Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
yef'alûne. Kök: FA:LKelime: fealeFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman | | | | |
Diğer Meal: Nûh’a vahyolundu ki: “Kavminden daha önce iman etmiş olanlardan başka, artık hiç kimse iman etmeyecek. O hâlde, onların yapmakta oldukları şeylerden dolayı üzülme.”
|
11. HUD / 37Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | "Ayn etmemiz ile ve vahyimiz ile gemiyi sanat et. Zalimler hakkında BANA hatb etme. Muhakkak onlar gark olacaklardır." | وَاصْنَعِ الْفُلْكَ بِاَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا وَلَا تُخَاطِبْن۪ي فِي الَّذ۪ينَ ظَلَمُواۚ اِنَّهُمْ مُغْرَقُونَ | .37 | 37 |
v Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
esnaıl Kök: S:NA:Kelime: saneaFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir
fulke Kök: FLKKelime: fulkİsim, Eril Kök Anlam: Büyük ve dâirevi olan şey. Dünyâ, âlem. Gök, gök katı, devir.
Her gök seyyaresinin gezdiği âlem.
Bir zilli âlet.
Yuvarlak kütük, kızak.
Tâlih, baht. Kelime Anlam:
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
a'yuninâ Kök: A:YNKelime: aynİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Göz. Pınar, kaynak. Çeşme. Tıpkısı, ta kendisi. Zat. Eşyanın hakikatı. Diz. Altın. Nazar değme. Casus. Muayene etmek. Bir yerin ileri gelenleri. Kavmin şereflisi. Meclis azaları. Kaymakam. Muayyen ve müşahhas olan şeyler. Her şeyin en iyisi.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
vahyinâ Kök: VHYKelime: vahiyİsim, Eril Kelime Anlam: Emrin, bir fikrin veya bir hakikatın, Allah tarafından, Rasul noktasından İnsan'a inzal olması.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
tuhâtıbnî Kök: H:T:BKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
llezîne Kök: harfKelime: elleziKelime Anlam: Has İsm-i Mevsul. Kendisinden sonra gelen cümleyi kendisinden önce ki isme sıfat yapar.
zalemû Kök: Z:LMKelime: zulmFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Haksızlık. Eziyet, işkence. Bir hakkı kendi yerinden başka bir yere koymak.
innehum Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
mugrekûne. Kök: G:RK:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: “Gözetimimiz altında ve vahyimize göre gemiyi yap. Zulmedenler hakkında bana bir şey söyleme. Çünkü onlar suda boğulacaklardır.”
|
11. HUD / 38Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Gemiyi sanat ediyordu. Kavminden meleler, ona merr ettikleri her seferde, ona sahr ediyorlardı.
Dedi ki:
"Eğer bize sahr ederseniz… artık muhakkak biz de… sizin sahr ettiğiniz gibi size sahr edeceğiz." | وَيَصْنَعُ الْفُلْكَ وَكُلَّمَا مَرَّ عَلَيْهِ مَلَاٌ مِنْ قَوْمِه۪ سَخِرُوا مِنْهُۜ قَالَ اِنْ تَسْخَرُوا مِنَّا فَاِنَّا نَسْخَرُ مِنْكُمْ كَمَا تَسْخَرُونَۜ | .38 | 38 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yesneul Kök: S:NA:Kelime: saneaFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman
fulke Kök: FLKKelime: fulkİsim, Eril Kök Anlam: Büyük ve dâirevi olan şey. Dünyâ, âlem. Gök, gök katı, devir.
Her gök seyyaresinin gezdiği âlem.
Bir zilli âlet.
Yuvarlak kütük, kızak.
Tâlih, baht. Kelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kulle Kök: harfKelime: kulliKelime Anlam: Bütün. Hep. Bütüne ve genele ilişkin.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
merre Kök: MRRKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
aleyhi Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
meleun Kök: MLeKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kavmihi Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
sehırû Kök: SH:RKelime: seharaFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman
minhu Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
tesharû Kök: SH:RKelime: seharaFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman
minnâ Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
innâ Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
nesharu Kök: SH:RKelime: seharaFiil, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman
minkum Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
ke Kök: harfKelime: keKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). gibi, sanki anlamlarındadır. Benzetme içindir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
tesharûne. Kök: SH:RKelime: seharaFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman | | | | |
Diğer Meal: (Nûh) gemiyi yapıyordu. Kavminden ileri gelenler her ne zaman yanına uğrasalar, onunla alay ediyorlardı. Dedi ki: “Bizimle alay ediyorsanız, sizin bizimle alay ettiğiniz gibi biz de sizinle alay edeceğiz.”
|
11. HUD / 39Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | "Artık yakında, hızy edici azabın kime verileceğine alim olacaksınız."
Mukim azab onların üzerine hall olacak. | فَسَوْفَ تَعْلَمُونَۙ مَنْ يَأْت۪يهِ عَذَابٌ يُخْز۪يهِ وَيَحِلُّ عَلَيْهِ عَذَابٌ مُق۪يمٌ | .39 | 39 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
sevfe Kök: harfKelime: sevfeKelime Anlam: Gelecek zaman takısı. Uzak gelecek için.
ta'lemûne Kök: A:LMKelime: talimFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İlim vermek, öğretmek. Yetiştirmek. Alıştırmak. Belletmek. İdman.
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
ye'tîhi Kök: eTYKelime: itaFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
azâbun Kök: A:Z!BKelime: azabİsim, Eril Kelime Anlam: Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem.
yuhzîhi Kök: H:ZYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yehıllu Kök: HLLKelime: haleleFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman
aleyhi Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
azâbun Kök: A:Z!BKelime: azabİsim, Eril Kelime Anlam: Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem.
mukîmun. Kök: K:VMKelime: mukimİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: Sürekli, devamlı. İkamet eden. Ayakta duran. Okuyan. Bir memlekette devamlı duran. Fık: Vatanında veya vatanı sayılan bir yerde onbeş günden fazla kalan kimse. (18 saatlik uzağa gidene "Misâfir" denir.)
El Mukim : Her şeyi ayakta tutan, devam ettiren ve kayyumiyet sırrıyla bir an bile hiç bir şeyden alakasız olmayan. | | | | |
Diğer Meal: Artık, geldiği kimseyi rezil eden azabın kime geleceğini, kimin üzerine sürekli bir azabın ineceğini ileride anlayacaksınız.
|
11. HUD / 40Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Hatta... emrimiz geldiğinde ve tandır fevr olduğunda, dedik ki:
✦ "Herşeyden iki zevc...
✦ ve üzerlerine sebak olarak kavl edilmiş kimseler müstesna... kendi ehlini ve iman edenleri,
onda hamil et."
(Zaten) Onunla beraber, sadece, pek azı iman etmişti. | حَتّٰٓى اِذَا جَٓاءَ اَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُۙ قُلْنَا احْمِلْ ف۪يهَا مِنْ كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَاَهْلَكَ اِلَّا مَنْ سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ وَمَنْ اٰمَنَۜ وَمَٓا اٰمَنَ مَعَهُٓ اِلَّا قَل۪يلٌ | .40 | 40 |
hattâ Kök: harfKelime: hattaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e kadar, -a kadar.
Bitiş, sona eriş ifade eder; bu bitiş, zaman veya mekan olabilir.
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
câe Kök: CYeKelime: caeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
emrunâ Kök: eMRKelime: emirİsim, Eril Kelime Anlam: Emredici olan. Seyyid. Şerif. Yüksek rütbeli zabit. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi. Büyük ve meşhur bir soydan gelen. Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen. Zengin. Kelime Anlam: İş buyurma. Buyurulan şey. Madde, husus, hadise.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
fâret Kök: FVRKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
tennûru Kök: TNRKelime: tennur ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Tandır. Fırın. Su pınarı.
kulnâ Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
hmil Kök: HMLKelime: hamlFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kök Anlam: ✦ Yük. Ağır şey. Eşya, ağırlık.
✦ Sırtına yük alıp getirmek. Taşımak.
✦ Kadının karnındaki çocuk.
✦ İsnad. Yükleme. Kelime Anlam: ✦ Yük. Ağır şey. Eşya, ağırlık.
✦ Sırtına yük alıp getirmek. Taşımak.
✦ Kadının karnındaki çocuk.
✦ İsnad. Yükleme.
fîhâ Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kullin Kök: harfKelime: kulliKelime Anlam: Bütün. Hep. Bütüne ve genele ilişkin.
zevceyni Kök: ZVCKelime: zevcİsim, Eril, İkil Kelime Anlam: Çeşit. Tür. / Sınıf. Cins. / Bir şeyi tamamlayan, bütünleyen, noksanlarını ikmal şeyler. / En az iki şeyden meydana gelen. Bunların her biri. // Karı ve kocanın herbiri.
sneyni Kök: S!NYKelime: isneynİsim, Eril, İkil Kelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ehleke Kök: eH!LKelime: ehlİsim, Eril Kelime Anlam: Yabancı olmayan, alışık olduğumuz. Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli. Halk, umum, nâs. Bir memleketin yerlileri, bir memlekette oturanlar, yaşayanlar.
illâ Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
sebeka Kök: SBK:Kelime: sebkaFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
aleyhil Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
kavlu Kök: K:VLKelime: kavilİsim, Eril Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
âmene Kök: eMNKelime: imanFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Şahit olunmayan birşeye, bir kaynağa güvenerek itimat etmek.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
âmene Kök: eMNKelime: imanFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Şahit olunmayan birşeye, bir kaynağa güvenerek itimat etmek.
meahû Kök: harfKelime: meaKelime Anlam:
illâ Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
kalîlun. Kök: K:LLKelime: kalil ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: | | | | |
Diğer Meal: Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca (sular coşup taşınca) Nûh’a dedik ki: “Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki âilen ile iman edenleri ona yükle.” Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti.
|
11. HUD / 41Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Dedi ki:
"İrkab olun ona!
Onun mecra olması ve de mürsa olması ALLAH adınadır!
Muhakkak ki Rabbim, elbette/kesinlikle gafurdur, rahimdir." | وَقَالَ ارْكَبُوا ف۪يهَا بِسْمِ اللّٰهِ مَجْرٰۭۙيهَا وَمُرْسٰيهَاۜ اِنَّ رَبّ۪ي لَغَفُورٌ رَح۪يمٌ | .41 | 41 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
rkebû Kök: RKBKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fîhâ Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
smi Kök: SMVKelime: adınaİsim, Eril Kelime Anlam: Onun yetkisi ile. Vekil olarak.
llahi Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
mecrâhâ Kök: CRYKelime: mecraİsim, Eril Kelime Anlam: Suyun aktığı yol. Su yolu. Kanal. Cereyan eden yer. Bir haberin yayılma yolu. Bir şeyin dolaştığı yer.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mursâhâ Kök: RSVKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
rabbî Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
gafûrun Kök: G:FRKelime: gafurİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Çok mağfiret eden. Suçları afveden.
El Gafur : Yürek ferahlatacak, derde derman olacak fiil. Duymak. Derinliğimizden ifraz eden bir manayı duymak. Ardından irade gelir. Hepimizde gafur fiili beraberimizde olduğu halde burada tembellik ederiz. Bazen ihmallikler ederiz. Gafura gafil olduğumuz zaman irademiz zayıflar.
rahîmun. Kök: RHMKelime: rahimİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Rahm kökünün ism-i fail'idir. Rahmet edici, acıyan, merhamet eden. Döl yatağı, rahim. Yakın hısım, akraba.
Er Rahim : ALLAH'ın halk ettiği şeyin şekillenmesine denir. Şah damarımızdan yakın oluşunun ispatıdır. Teşekkül ettirici, yoktan var etme, zahiren yok iken var olmak. Varedilen, var olan noktadaki feyl-i ilahi. | | | | |
Diğer Meal: (Nûh), “Binin ona. Onun yüzüp gitmesi de durması da Allah’ın adıyladır. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” dedi.
|
11. HUD / 42Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Onunla, dağlar gibi mevcin içinde cereyan ediyordu. Nuh, mazilde olan oğluna nida etti:
"Ey oğlum!
Bizimle beraber irkab et. Kafirlerle beraber olma!" | وَهِيَ تَجْر۪ي بِهِمْ ف۪ي مَوْجٍ كَالْجِبَالِ وَنَادٰى نُوحٌۨ ابْنَهُ وَكَانَ ف۪ي مَعْزِلٍ يَا بُنَيَّ ارْكَبْۭۗ مَعَنَا وَلَا تَكُنْ مَعَ الْكَافِر۪ينَ | .42 | 42 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
hiye Kök: zamirKelime: hiyeZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. III. Şahıs
tecrî Kök: CRYKelime: ceryFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Suyun ve diğer sıvıların akması. Cereyan.
bihim Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
mevcin Kök: MVCKelime: mevc ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Dalga. / Titreşim. / Ses, elektrik, ışık ve hararetin yayılma dalgalarından herbiri. / Denizin dalgası. / Mc: Devir, devre.
kel Kök: harfKelime: keKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). gibi, sanki anlamlarındadır. Benzetme içindir.
cibâli Kök: CBLKelime: cibalİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: ✦ Sert ve büyük kaya katmanı. Sert ve mukavim yükselti, dağ.
✦ Erkeklerden oluşan topluluk ve topluluğun şefi.
✦ Zihniyetin, değişmesi çok zor olan unsurları.
✦ Kişinin fıtratından var olan veya cenin halindeyken anne karnında kendisine işlenen huyları, cibilliyet.
✦ Devede hörgüç. Kelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
nâdâ Kök: NDVKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
nûhun Kök: NVHKelime: nuhÖzel İsim
ibnehu Kök: BNYKelime: ibnİsim, Eril Kelime Anlam: Oğul. Böyle denilmesinin nedeni, oğlun babası için bir bina oluşundandır. Bir şeyin herhangi bir yönünden kaynaklanan, terbiyesinden geçen, çok aranan, çok hizmet eden ya da işini gören kişi için onun oğlu denir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
ma'zilin Kök: A:ZLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
buneyye Kök: BNYKelime: buneyİsim, Eril
rkeb Kök: RKBKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
meanâ Kök: harfKelime: meaKelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
tekun Kök: KVNKelime: kevnFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
meal Kök: harfKelime: meaKelime Anlam:
kâfirîne. Kök: KFRKelime: kafirunİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Gerçeklerin üzerini örterek kendisinin ve/veya başkasının, görmesini, incelemesini, tefekkür etmesini, iman etmesini engelleyen. Hakkı görmeyen ve örten. İyilik bilmeyen. Allah'ı inkar eden. Dinsiz. İmanın esaslarına veya bunlardan birine inanmayan. Mülhid. Hayvan tersi. | | | | |
Diğer Meal: Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu. Nûh, ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna, “Yavrucuğum, bizimle beraber sen de bin, inkârcılarla birlikte olma” diye seslendi.
|
11. HUD / 43Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Dedi ki:
"Dağa evy olacağım. O beni sudan asım eder."
Dedi ki:
"Bu yevmde, rahmet ettikleri dışında, ALLAH'ın emrinden asım olacak yoktur!"
Onların aralarına mevc havl etti ve ardından o da, gark olanlardan oldu. | قَالَ سَاٰو۪ٓي اِلٰى جَبَلٍ يَعْصِمُن۪ي مِنَ الْمَٓاءِۜ قَالَ لَا عَاصِمَ الْيَوْمَ مِنْ اَمْرِ اللّٰهِ اِلَّا مَنْ رَحِمَۚ وَحَالَ بَيْنَهُمَا الْمَوْجُ فَكَانَ مِنَ الْمُغْرَق۪ينَ | .43 | 43 |
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
se Kök: harfKelime: seKelime Anlam: Gelecek zaman takısı. Yakın gelecek için.
âvî Kök: eVYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ilâ Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
cebelin Kök: CBLKelime: cebelİsim, Eril Kök Anlam: ✦ Sert ve büyük kaya katmanı. Sert ve mukavim yükselti, dağ.
✦ Erkeklerden oluşan topluluk ve topluluğun şefi.
✦ Zihniyetin, değişmesi çok zor olan unsurları.
✦ Kişinin fıtratından var olan veya cenin halindeyken anne karnında kendisine işlenen huyları, cibilliyet.
✦ Devede hörgüç. Kelime Anlam:
ya'sımunî Kök: A:S:MKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
mâi Kök: MVH!Kelime: maeİsim, Eril
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
âsımel Kök: A:S:MKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
yevme Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
emri Kök: eMRKelime: emirİsim, Eril Kelime Anlam: Emredici olan. Seyyid. Şerif. Yüksek rütbeli zabit. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi. Büyük ve meşhur bir soydan gelen. Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen. Zengin. Kelime Anlam: İş buyurma. Buyurulan şey. Madde, husus, hadise.
llahi Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
illâ Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
rahime Kök: RHMKelime: rahimİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Rahm kökünün ism-i fail'idir. Rahmet edici, acıyan, merhamet eden. Döl yatağı, rahim. Yakın hısım, akraba.
Er Rahim : ALLAH'ın halk ettiği şeyin şekillenmesine denir. Şah damarımızdan yakın oluşunun ispatıdır. Teşekkül ettirici, yoktan var etme, zahiren yok iken var olmak. Varedilen, var olan noktadaki feyl-i ilahi.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
hâle Kök: HVLKelime: haveleFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
beynehumal Kök: BYNKelime: beynİsim, Mekan Zarfı Kelime Anlam: Arası. Arasında. Aralık. İki şeyin arası. İkisinin ortası. Firkat. Ayrılık. Beyan. Burnu ve ayakları uzun karga.
mevcu Kök: MVCKelime: mevc ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Dalga. / Titreşim. / Ses, elektrik, ışık ve hararetin yayılma dalgalarından herbiri. / Denizin dalgası. / Mc: Devir, devre.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
mugrakîne. Kök: G:RK:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: O, “Ben, kendimi sudan koruyacak bir dağa sığınacağım” dedi. Nûh, “Bugün Allah’ın rahmet ettikleri hariç, O’nun azabından korunacak hiç kimse yoktur” dedi. Derken aralarına dalga giriverdi de oğlu boğulanlardan oldu.
|
11. HUD / 44Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Denildi ki:
"Ey arz! Belame et suyunu.
Ey sema! Kal ol."
Su gayz oldu. Emir kaza edildi. Cudi'ye istiva olundu. Zalimler kavmi için "Baid olsun!" denildi. | وَق۪يلَ يَٓا اَرْضُ ابْلَع۪ي مَٓاءَكِ وَيَا سَمَٓاءُ اَقْلِع۪ي وَغ۪يضَ الْمَٓاءُ وَقُضِيَ الْاَمْرُ وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِيِّ وَق۪يلَ بُعْداً لِلْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَ | .44 | 44 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kîle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, Edilgen, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
ardu Kök: eRD:Kelime: arzİsim, Dişil Kelime Anlam: İnsanın Allah'tan aldığı emri uyguya aldığı nokta. Aşağı. Toprak. Zemin. Yeryüzü. Dünya. Memleket, ülke. Küre. İklim. Davarın ayağının altı.
bleî Kök: BLA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
mâeki Kök: MVH!Kelime: maeİsim, Eril
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
semâu Kök: SMVKelime: semaİsim, Dişil Kelime Anlam: Gök yüzü. Asuman. Gök. / Her şeyin sakfı. / Gölgelik. Bulut ve emsali örtü. / İnsanda duygu merkesinin derinlikleri. İnsanın Allah ile irtibat kurduğu nokta.
akliî Kök: K:LA:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
gîdal Kök: G:YD:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
mâu Kök: MVH!Kelime: maeİsim, Eril
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kudıyel Kök: K:D:YKelime: kazaFiil, Edilgen, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Bir işi tamamiyle kesip atmak, kesin hükmü verip uygulamak. / Kaderin, takdirin ve emrin yerine gelmesi. / Birdenbire olan musibet. Beklenmedik belâ. / İstemeden yapılan zarar. / Bir şeyi birbirine lâzım kılmak. İcab. / Beyan eylemek. / Ahdini yerine getirmek. Ödemek, edâ etmek. / Ölüm. / Hâkimlik, hâkimin hükmü. Hükmetmek. / Kadı'nın hükümetinin hududu olan memleket. / Vaktinde kılınmayan namazı sonradan kılmak.
emru Kök: eMRKelime: emirİsim, Eril Kelime Anlam: Emredici olan. Seyyid. Şerif. Yüksek rütbeli zabit. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi. Büyük ve meşhur bir soydan gelen. Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen. Zengin. Kelime Anlam: İş buyurma. Buyurulan şey. Madde, husus, hadise.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
stevet Kök: SVYKelime: istivaFiil, İFTİ'AL Kalıbı, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Müsavi oluş. Temasül. İ'tidal, istikamet ve karar. Kemalin sâbit olması. Kaba kuşluk zamanı. Yükselmek, yüksek olmak. Üstün olmak. İstila eylemek.
alal Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
cûdiyyi Kök: CDYKelime: cudi ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Nuh'un gemisinin karaya oturduğu yer. // Cömert, eli açık. // Kaldırma, giderme, izale.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kîle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, Edilgen, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
bu'den Kök: BA:DKelime: budİsim, Eril Kelime Anlam: Uzaklık. Baid olma. Aralık.
lil Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
kavmiz Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
zâlimîne. Kök: Z:LMKelime: zalimİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Zulmeden, haksızlık eden. | | | | |
Diğer Meal: “Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu” denildi. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cûdî’ye oturdu ve “Zalimler topluluğu, Allah’ın rahmetinden uzak olsun!” denildi.
|
11. HUD / 45Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Nuh, Rabbine nida etti ve ardından dedi ki:
"Rabbim!
Muhakkak oğlum ehlimdendir. Muhakkak SEN'in vaadin hakktır. SEN, hüküm edenlerin en iyi hüküm edenisin." | وَنَادٰى نُوحٌ رَبَّهُ فَقَالَ رَبِّ اِنَّ ابْن۪ي مِنْ اَهْل۪ي وَاِنَّ وَعْدَكَ الْحَقُّ وَاَنْتَ اَحْكَمُ الْحَاكِم۪ينَ | .45 | 45 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
nâdâ Kök: NDVKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
nûhun Kök: NVHKelime: nuhÖzel İsim
rabbehu Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
rabbi Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
bnî Kök: BNYKelime: ibnİsim, Eril Kelime Anlam: Oğul. Böyle denilmesinin nedeni, oğlun babası için bir bina oluşundandır. Bir şeyin herhangi bir yönünden kaynaklanan, terbiyesinden geçen, çok aranan, çok hizmet eden ya da işini gören kişi için onun oğlu denir.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
ehlî Kök: eH!LKelime: ehlİsim, Eril Kelime Anlam: Yabancı olmayan, alışık olduğumuz. Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli. Halk, umum, nâs. Bir memleketin yerlileri, bir memlekette oturanlar, yaşayanlar.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
ve'dekel Kök: VA:DKelime: vaadİsim, Eril Kelime Anlam: Söz verme. Söz verilen şey. Bir kimsenin yapacağına veya yapmayacağına dâir söz vermiş olduğu husus.
hakku Kök: HK:K:Kelime: hakkİsim, Eril Kelime Anlam: Batılın zıddı. Gerçek. Her sabit ve doğru olan şey. Adalet. Herkesin meşru olan salahiyeti, iktidarı, bir şey üzerindeki malikiyyeti. Dava ve iddia. Hakikate uygunluk. Pay, hisse. Münasib. Vukuu vacib, geleceği şüphesiz olan. Yapacağını yalansız yapan kimse.
El Hakk : Doğruluk fiili.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ente Kök: zamirKelime: enteZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. II. Şahıs
ahkemul Kök: HKMKelime: hukmFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: Karar. Emir. Kuvvet. Hakimlik. Amirlik. İrade. Kumanda. Nüfuz. Kadılık etmek. Tesir. Cari olmak. Makam. Bir davanın veya bir meselenin tedkik edilmesinden sonra varılan karar. Man: Fikirler ve tasavvurlar arasındaki rabıtayı tasdik veya inkar etmek.
hâkimîne. Kök: HKMKelime: hakimİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Galib. Haklı ve haksızı ayırıp hak ve adalet üzere hükmeden. Başkasını müdahale ettirmeden idare eden. Memleketi idare eden. Mahkeme reisi. | | | | |
Diğer Meal: Nûh, Rabbine seslenip şöyle dedi: “Rabbim! Şüphesiz oğlum da âilemdendir. Senin va’din elbette gerçektir. Sen de hükmedenlerin en iyi hükmedenisin.”
|
11. HUD / 46Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Dedi ki:
"Ey Nuh!
Muhakkak o, senin ehlinden değildir. Muhakkak o, salih gayrısında amel etmiştir. Artık, senin hakkında ilmin olmayan şeye BANA sail olma!
Muhakkak ki BEN, cahillerden olacağını, sana vaaz ediyorum!" | قَالَ يَا نُوحُ اِنَّهُ لَيْسَ مِنْ اَهْلِكَۚ اِنَّهُ عَمَلٌ غَيْرُ صَالِحٍۗ فَلَا تَسْـَٔلْنِ مَا لَيْسَ لَكَ بِه۪ عِلْمٌۜ اِنّ۪ٓي اَعِظُكَ اَنْ تَكُونَ مِنَ الْجَاهِل۪ينَ | .46 | 46 |
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
nûhu Kök: NVHKelime: nuhÖzel İsim
innehu Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
leyse Kök: harfKelime: leyseKelime Anlam: Yokluk. Mevcut olmayan. Adem. / Olmadı, değildir anlamında harf. (Bunun aslı "lâyese" idi. Yâ'yı tahfif için "leyse" oldu.) Gaflet. / Bahâdırlık, kahramanlık. / Yük çekici olmak
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
ehlike Kök: eH!LKelime: ehlİsim, Eril Kelime Anlam: Yabancı olmayan, alışık olduğumuz. Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli. Halk, umum, nâs. Bir memleketin yerlileri, bir memlekette oturanlar, yaşayanlar.
innehu Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
amelun Kök: A:MLKelime: amelİsim, Eril Kelime Anlam: İş. Çalışma. Bir emri veya vazifeyi yerine getirme. Bir bilginin iş olarak tatbiki. Kar, iş işleme.
gayru Kök: G:YRKelime: gayrİsim, Eril Kelime Anlam: Diğer. Başka, başkası. Rakib. Yabancı. Artık. (kıskançlık içerir) (İstisnâ edâtıdır. Başlarına getirildiği kelimeyi nefy yapar.)
salihın Kök: S:LHKelime: salihİsim, Etken, Eril Kelime Anlam: İşe yarar, elverişli, uygun, iyi. / Haklı olan, itikatlı, dindar, dinî emirlere uyan. Faziletli, ehl-i takva olan. / Safi gümüş.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
tes'elni Kök: SeLKelime: seeleFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Dilenci. Fakir. Soran. İsteyen. Akan, seyelan eden.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
leyse Kök: harfKelime: leyseKelime Anlam: Yokluk. Mevcut olmayan. Adem. / Olmadı, değildir anlamında harf. (Bunun aslı "lâyese" idi. Yâ'yı tahfif için "leyse" oldu.) Gaflet. / Bahâdırlık, kahramanlık. / Yük çekici olmak
leke Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
bihî Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
ilmun Kök: A:LMKelime: ilimİsim, Eril Kelime Anlam: Bilgi.
Bilinmiş ve bilinecek olanların tümünün Hayat-ı ilahi içinde ki kümülatif varlığı. (İlm-i Küll)
Bir muhataptan, okumak, görmek, dinlemek gibi yollardan edinilen bilgi, malumat (İlm-i cüz).
Kişinin bir ilim vericiden (muallim), dıştan 5 DUYU yoluyla ve ders edinerek (talim) edindiği bilgi. Öğrenme.
innî Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
eızuke Kök: VA:Z:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
tekûne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
câhilîne. Kök: CH!LKelime: cahilİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Tecrübesiz. Bilgisiz. Genç. Toy. | | | | |
Diğer Meal: Allah, “Ey Nûh! O, asla senin âilenden değildir. Onun yaptığı, iyi olmayan bir iştir. O hâlde, hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben, sana cahillerden olmamanı öğütlerim” dedi.
|
11. HUD / 47Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Dedi ki:
"Rabbim!
Muhakkak ben, hakkında ilmim olmayan şeye sail olmaktan SANA uvz ederim. Benim için gafur olmazsan... ve bana rahmet etmezsen, hasar alanlardan olurum." | قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَعُوذُ بِكَ اَنْ اَسْـَٔلَكَ مَا لَيْسَ ل۪ي بِه۪ عِلْمٌۜ وَاِلَّا تَغْفِرْ ل۪ي وَتَرْحَمْن۪ٓي اَكُنْ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ | .47 | 47 |
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
rabbi Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
innî Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
eûzu Kök: A:VZ!Kelime: euzuFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam:
bike Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
es'eleke Kök: SeLKelime: seeleFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Dilenci. Fakir. Soran. İsteyen. Akan, seyelan eden.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
leyse Kök: harfKelime: leyseKelime Anlam: Yokluk. Mevcut olmayan. Adem. / Olmadı, değildir anlamında harf. (Bunun aslı "lâyese" idi. Yâ'yı tahfif için "leyse" oldu.) Gaflet. / Bahâdırlık, kahramanlık. / Yük çekici olmak
lî Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
bihî Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
ilmun Kök: A:LMKelime: ilimİsim, Eril Kelime Anlam: Bilgi.
Bilinmiş ve bilinecek olanların tümünün Hayat-ı ilahi içinde ki kümülatif varlığı. (İlm-i Küll)
Bir muhataptan, okumak, görmek, dinlemek gibi yollardan edinilen bilgi, malumat (İlm-i cüz).
Kişinin bir ilim vericiden (muallim), dıştan 5 DUYU yoluyla ve ders edinerek (talim) edindiği bilgi. Öğrenme.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
illâ Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
tagfir Kök: G:FRKelime: gafrFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geniş Zaman
lî Kök: zamirKelime: liZamir
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
terhamnî Kök: RHMKelime: rahmFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Acıma, koruma, esirgeme, şefkat etmek. Hısımlık, karabet, akrabalık.
ekun Kök: KVNKelime: kevnFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
hâsirîne. Kök: H:SRKelime: hasirİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Hüsranda olan. Sapıtan, dalâlete giden. Azgın. / Eli boş. Müdafaasız. Çaresiz. | | | | |
Diğer Meal: Nûh, “Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum” dedi.
|
11. HUD / 48Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | Denildi ki:
"Ey Nuh!
BİZ'den selam ile hebt ol!...
Sana ve seninle beraber olan kimselerden ümmetlere bereketler var.
Metalandıracağımız ümmetler var ki… sonra onlara, BİZ'den elim azab mess edecek." | ق۪يلَ يَا نُوحُ اهْبِطْ بِسَلَامٍ مِنَّا وَبَرَكَاتٍ عَلَيْكَ وَعَلٰٓى اُمَمٍ مِمَّنْ مَعَكَۜ وَاُمَمٌ سَنُمَتِّعُهُمْ ثُمَّ يَمَسُّهُمْ مِنَّا عَذَابٌ اَل۪يمٌ | .48 | 48 |
kîle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, Edilgen, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
yâ Kök: harfKelime: yaKelime Anlam:
nûhu Kök: NVHKelime: nuhÖzel İsim
hbıt Kök: H!BT:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
selâmin Kök: SLMKelime: selamİsim, Eril Kelime Anlam: (Sıfat) Selamet. Emniyet. Barış. Huzur. Esenlik. Rahatlık. Bütün korktuklarından emin olma. Salim olma. / Gelip geçici olmama. / Aşina, bilindik. / Söz veya işaretle nezaket gösterme, esenlik dileme, merhaba. / Silm olarak isimlenen kavramın Allah’tan izharına ve ikramına selam denir. Bu nedenle selam Allah’tır ve Selam Allah’tandır.
Es Selam : Herşeyinde bir selam, bir rahatlık, bir esenlik var demektir.
Kuddüsüs Selam; takdis edildiği zaman rahatlık temin edilir. Hastalığın arkasından hissedilen rahatlık gibi.
minnâ Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
berekâtin Kök: BRKKelime: bereket ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Bolluk. Çokluk. Feyiz. Lütuf. İhsan. Uğurluluk. Meymenet, saadet.
aleyke Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
alâ Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
umemin Kök: eMMKelime: ummetİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Cemaat, kavim, taife. Bir hâkim milletin ashabından olan hey'et-i içtimaiye. Bir peygambere inanıp onun yolundan giden insanların hepsi. Bir dille konuşan millet.
mim Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
meâke Kök: harfKelime: meaKelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
umemun Kök: eMMKelime: ummetİsim, Dişil, Çoğul Kelime Anlam: Cemaat, kavim, taife. Bir hâkim milletin ashabından olan hey'et-i içtimaiye. Bir peygambere inanıp onun yolundan giden insanların hepsi. Bir dille konuşan millet.
se Kök: harfKelime: seKelime Anlam: Gelecek zaman takısı. Yakın gelecek için.
numettiuhum Kök: MTA:Kelime: imtea ... veri girişi devam ediyor ...
summe Kök: harfKelime: summeKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (sonra) matuf şeyler arasında hem sıra olduğunu, hem de fiillerin meydana gelişi arasında uzun bir surenin bulunduğunu gösterir.
yemessuhum Kök: MSSKelime: messFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Yapışmak, değmek, dokunmak. Meydana gelmek.
minnâ Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
azâbun Kök: A:Z!BKelime: azabİsim, Eril Kelime Anlam: Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem.
elîmun. Kök: eLMKelime: elimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Acı veren, acıtan, ağrıtan. Çok şiddetli ağrı veren. | | | | |
Diğer Meal: Ona denildi ki: “Ey Nûh! Sana ve seninle birlikte bulunanlardan birçok ümmete bizden esenlik ve bereketlerle (gemiden) in. Daha birtakım ümmetler de olacak ki, biz onları (dünyada) yararlandıracağız. Sonra da bizden kendilerine elem dolu bir azap dokunacak.”
|
11. HUD / 49Sure Ayet Sayısı: 123 Kitap Sırası: 11 Nüzul Sırası: 52 Nüzul Yeri: MEKKE | İşte bunlar, sana vahy ettiğimiz gayb haberlerindendir.
Bundan önce, onlara ne sen... ne de kavmin alim olmamıştı. Artık sabır et!
Muhakkak akibet muttakiler içindir. | تِلْكَ مِنْ اَنْـبَٓاءِ الْغَيْبِ نُوح۪يهَٓا اِلَيْكَۚ مَا كُنْتَ تَعْلَمُهَٓا اَنْتَ وَلَا قَوْمُكَ مِنْ قَبْلِ هٰذَاۜۛ فَاصْبِرْۜۛ اِنَّ الْعَاقِبَةَ لِلْمُتَّق۪ينَ۟ | .49 | 49 |
tilke Kök: harfKelime: tilkeKelime Anlam:
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
enbâil Kök: NBeKelime: nebeİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Yeni haber. / Haber ile Nebe nin farkı: Haber; olan olmuştur, haberi ardından yapılır. Nebe; olan henüz olmamıştır, haberi gelmekle beraber olur.
gaybi Kök: G:YBKelime: gaybİsim, Eril Kelime Anlam: Gizli olan. Görünmeyen. Göz önünde bulunmayan, hazırda olmayan. Görünmeyen alem. Belirsiz. Güman. Hislerle veya akıl ile bilinmeyen şey. Kaybolmuş olan. Gr: Üçüncü şahıs, hazırda olmayan kimse.
nûhîhâ Kök: VHYKelime: vahyFiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Emrin, bir fikrin veya bir hakikatın, Allah tarafından, Rasul noktasından İnsan'a inzal olması.
ileyke Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
kunte Kök: KVNKelime: kevnFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
ta'lemuhâ Kök: A:LMKelime: talimFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İlim vermek, öğretmek. Yetiştirmek. Alıştırmak. Belletmek. İdman.
ente Kök: zamirKelime: enteZamir Kelime Anlam: Munfasıl zamir. II. Şahıs
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
kavmuke Kök: K:VMKelime: kavimİsim, Eril Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: ✦ Cemaat. Topluluk. Millet.
✦ Kadınlar olmaksızın erkekler topluluğu.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
kabli Kök: K:BLKelime: kablİsim Kelime Anlam: Ön. Önce. Evvel. / Öndeki. İlerideki. Evvelki. (hem mekan hem de zaman olarak kullanılır.) // Hiç bir tecrübeye dayanmayan… sadece akıl yoluyla.
hâzâ Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
f Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
asbir Kök: S:BRKelime: sabrFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: Acıya ve zorluğa katlanmak. Bir musibet ve belâya uğrayanın telâş ve feryad etmeyip sonunu bekleyip tahammül ile katlanması. Muharebede şecaat gösterme. Bir kimseyi bir şeyden alıkoymak. Öğrendiği bir şeyi başkasının da öğrenmesi için tâkat getirmek.
innel Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
âkıbete Kök: A:K:BKelime: akıbetİsim, Dişil
lil Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
muttekîne. Kök: VK:YKelime: muttakiİsim, İFTİ'AL Kalıbı, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: İttika eden. Takva sahibi olan. Kendisini takva sahibi yapan. Ehl-i takva. | | | | |
Diğer Meal: İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları ne sen biliyordun, ne de kavmin. O hâlde sabret. Çünkü (iyi) sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınanların olacaktır.
|